İçeriğe atla
DİL GELİŞİMİ
- İlk iki haftada ağlama düzensiz aralıklarla görülür ve çoğu kez uyku gereksiniminden kaynaklanır.
- haftadan itibaren daha az görülür. (Yavuzer, 1997, s.37)
- Çıkardığı sesler onun ihtiyaç ve isteklerinin göstergesidir.
- S, K, G gibi yumuşak damak ve gırtlak sesleri çıkarırlar.
- Konuşmaları duymak için susabilirler.
- Bazı sesleri (U, O, A) uzatabilirler. (Çocuk Gelişimi-1, s.132, 133)
PSİKOSOSYAL GELİŞİM
- Beslenmediği veya ilgilenilmediği zamanlarda çoğunlukla uyur.
- Yüz ifadesi hala belirsiz, anlaşılmaz olmakla birlikte, giderek daha çok anlam taşımaya başlar.
- Yakınında konuşan kişinin yüzüne dikkatle bakabilmek için ona doğru döner.
- Kucağa alındığında ve kendisi ile konuşulduğunda ağlamayı keser.
- Yüzlere dikkat eder, ilgi gösterir.
- Eller genelde kapalı durur; ama açılırsa, avuç içine dokunulduğunda parmağı sıkıca kavrar.
- Bebek kucakta taşınırken ve yıkanıp giydirilirken, anne bebeğin başını desteklemelidir.
- Her günkü yıkanma ve giyinme alışkanlıklarını pasifçe kabulleniş, yavaş yavaş yerini yeni yeni gelişen bilinçliliğe ve tepki vermeye bırakır. (Yavuzer, 1997, s.35,36)
- Tanıdık yüzlere gülümser. (Yörükoğlu, 1998, s.35)
- Konuşulduğunda gülümser.
- Kendi kendine sesli güler. (M.E.B. 1997, s.45)
- Hoşuna giden durumlarda gülümser ve tatlı mırıldanma sesleri çıkartır.
- Sevildiğini hissettiğinde gevşer rahatlar.
- Huzursuz olduğunda kasılır. (Demiral, 1995, s.22)
- Beklenmedik yüksek sesler karşısında şaşırıp ürker.
- Beklenmedik yüksek sesler karşısında kasılır, kıpırdamadan durur, titrer.
- Beklenmedik yüksek sesler karşısında gözlerini kırpıştırır, kısar, kol ve bacaklarını uzatır.
- Baş ve gözlerini ses kaynağına çevirebilir.
- Acıktığında ya da huzursuz olduğunda olanca gücüyle ağlar. (Yavuzer, 1998, s.34, 35)
BİLİŞSEL GELİŞİM
- Zorunlu algılardan çok seçici algıları yansıtmaya başlar. (Aral, Bulut, çimen, Baran, 2001, s.91)
- Birinci ayın sonuna doğru bebek elini ağzına götürür ve başparmağını emer.
- Ağız tepkileri el tepkileriyle kaynaşmıştır. (Yavuzer, 1997, s.37)
- Göz bebekleri ışığa duyarlıdır.
- 30 cm. uzaklıktan küçük bir cep fenerini gözleriyle kısa bir süre takip edebilir.
- Görüş alanı içinde yüze 15-25 cm.uzaklıkta küçük bir top hafifçe sallandırıldığı zaman bakışlarını topa yöneltip yoğunlaştırabilir.
- Görsel uyarıcılar arasından en çok insan yüzüne, yüz içinde de göze bakar. (Yavuzer, 1998, s.32,33,37)
- Çıngırak veya zil sesine tepki gösterir.
- Bakışlarını yanında gelen kişi üzerinde tutar.
- Oda içinde dolaşan bir kimseyi izler. (Yörükoğlu, 1998, s.35)
- Parlak renkli nesneyi izler.
- Kendisiyle konuşan kişiye tepki verebilir. (M.E.B. 1997, s.45-55)
- Zil ve çıngırak sesini takip eder.
- İnsan yüzüne gülümser. (Cankırılı, 1990, s.55)
- Çevresindeki dünyayı görsel olarak keşfeder.
- Annesini tanır. (Fişek, Yıldırım, 1983, s.20)
- Işık ve sese yanıt verir.
- Dikkat çeken cismi izleyebilir. (www.sagligim.cjb.net)
- Görsel olarak geometrik örüntüleri renge, parlaklığa, büyüklüğe yeğler.
- Belirli bir zamanda bir tek duyu hareket şeması; kombinasyon yok.
- Nesneyi döngüsel örüntüde izler.
- Kaldırılma beklentisi gösterir. (Gande, Gardiner, s.167)
- Tatlı, ekşi, tuzlu, acı besinleri ayırt edebilir. (Oğuzkan, Oral, 1995, s.62)
PSİKOMOTOR GELİŞİM
- Doğduğunda bebeğin bedeni üzerinde hiçbir denetimi yoktur.
- Duruş şekilleri daha çok vücutlarına göre daha büyük olan kafalarının durumuna göre pozisyon alır.
- Kas kontrolü kafadan başlayarak aşağıya doğru iner.
- İlk haftalarda bebekte emekleme veya yürümeyi andıran ve birkaç gün içinde kaybolan bazı refleksler görülür.
- Güçlü bir tutma refleksi vardır.
- Bebek avuç içine konan parmağı sımsıkı sarar.
- Ayrıca emme, yutkunma, öksürme, göz kırpma, ağlama, kaka ve çiş yapma gibi bir dizi otomatik refleksler de vardır.
- Bebekte doğduğu ilk haftalarda kolunu, bacaklarını oynatma, karnını çekme, başını sağa sola oynatma gibi denetimsiz olarak rastgele yapılan genel beden hareketleri görülür.
- Sırtüstü yatarken kollarından tutup kaldırınca baş geriye düşer. (Cirhinlioğlu, 2001, s.59)
- Gövdesinden tutularak yüzüstü kaldırılınca baş öne düşer. (www.populermedikal.com)
- ayın sonuna doğru bebeğin ilk denetimli hareketleri başlar. (Cirhinlioğlu, 2001, s.59)
- Göğüs üzeri yatırıldığında ara sıra başını titreterek-kaldırıp dik tutabilir. (Cankırılı, 1990, s.55)
- Yüzükoyun yatarken başını yerden 45 derece kaldırır.
- Kucağa alındığında başını yaklaşık 5 saniye dik tutar. (M.E.B. 1997, s.45,56)
- Yüzükoyun yatarken başını bir yönden diğerine çevirir tanıdık seslere yönelir. (Cirhinlioğlu, 2001, s.59)
- Sırtüstü yatar durumdayken başını yana devirir.
- Hareketsiz durumda ya da uyku sırasında eller kapalı parmaklar ise kıvrılmıştır.
- Kol ve bacakların uzatılmasıyla gerçekleştirilen hareketlerde el ve ayak parmakları yelpaze gibi açılarak aralanır.
- Yanağa veya ağız kenarına dokunulduğunda, başını aynı yana çevirip parmağını emmeye çalışır.
- Kulak hafifçe ovulduğunda başını diğer yöne çevirir.
- Beşikten kaldırılınca baş desteklenmezse gevşek kalır ve düşer.
- Oturur konumda tutulursa sırt tam bir eğri oluşturur.
- Yüzükoyun konumda, baş hemen yana çevrilir.
- Sert bir zeminde ayakta durdurulduğunda ayaklarını yere basar. (Yavuzer, 1998, s.29,30,31)
- Ellerini birleştirebilir.
- Çıngırak sapını kavrar. (M.E.B. 1997, s.45,56)
- Ellerini yumruk yapar.
- Ellerini göz ve ağız alanına getirir. (Cirhinlioğlu, 2001, s.60)
- Arkasına yastık konduğu zaman bir müddet dik oturabilir.
- Göğüs üzeri yatırıldığında başını daha rahat kaldırıp dik tutabilir. (Cankırılı, 1990, s.55)
- Yüzükoyun yatarken göğsünü kaldırır.
- Sırtüstü yatarken kollarından tutup kaldırınca başını dik tutar. (2. ay)
- Hareket eden nesne ve insanları gözleriyle izler. (Cirhinlioğlu, 2001, s.60)
- Karın üstü yatırıldığında baş ve omuzlarını kaldırır. (Yörükoğlu, 1998, s.35)
- Başını kaldırmayı ve daha sonra havada tutmayı öğrenir.
- Tutma gibi asal refleksleri uyarlar eline yerleştirilen bir nesneyi tutar.
- Gözleriyle hareket eden bir nesneyi izlemeyi, bir yüze bakmayı ve gülümsemeyle tepki göstermeyi öğrenir.
- Sese ve gürültüye tepki gösterir. (Çocuk Gelişimi Fişek, Yıldırım, 1983, s.20)